Barajda suların çekilmesiyle 800 yıllık tarihin izleri ortaya çıktı

Salihli ile köprübaşı İlçeleri arasında yer alan Demirköprü Barajı’nda suların çekilmesiyle birlikte görünen sadece bir minare değil, taş döşenmiş yolları ile 800 yıllık tarihe sahip eski Borlu Bucağı’nın izleri de ortaya çıktı.

Salihli ile köprübaşı İlçeleri arasında yer alan ve Gediz Nehri üzerinde, sulama, taşkın kontrolü ve enerji üretimi amacıyla 1954 - 1960 yılları arasında inşa edilen Demirköprü Barajı’nda suların çekilmesiyle birlikte görünen sadece bir minare değil, taş döşenmiş yolları ile 800 yıllık tarihe sahip eski Borlu Bucağı’nın izleri de ortaya çıktı. “ Bugünkü yerleşim alanı 1959’da gerçekleştirildi” Semiha Çiçek, Merhum Araştırmacı Yazar İbrahim çiçek’in Borlu tarihi ismini verdiği kitabından örmekler vererek yaptığı açıklamada, “Genelde tarihin her devresinde insanların yaşadığı bir yerleşim bölgesi olan Borlu, Bucak Merkezi iken Gediz Nehri üzerinde  sulama, taşkın kontrolü ve enerji üretimi amacıyla 1954 - 1960 yılları arasında inşa edilen Demir köprü Barajı’nın bitimi ile yerleşim yeri değiştirilmiş.  Borlu halkı 1958 den itibaren İzmir'e, Salihli'ye, Köprübaşı'na ve Tahtacı'ya dağıldılar. Çoğu o günlerde yeni kurulmuş olan Köprübaşı köyüne yerleşti. Bir kısmı da Köprübaşı'na 7 kilometre uzaklıkta olan Tahtacı köyünü tercih etti.  Esas yerleşim ise 1959 yılında olmuştur. 1967 yılında Belediyelik olan Köprübaşı 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3644 sayılı 130 ilçe kurulması hakkındaki kanun ile ilçe olarak 25 Ağustos 1991 tarihinden itibaren fiilen faaliyetlerine başlamıştır.Tahtacı da belde olup adını "Borlu" diye değiştirdi. Bu isim değişikliği birçok hukuki sorunları da beraberinde getirdi. Çünkü Tahtacı ya da Borlu, Demirci'ye bağlıydı. Eski Borlu ise Gördes’e. Köprübaşı İlçesi’nin tarihi 60 yıllık ama eski Borlu tarihi bir yerdir ve 800 yıllıktır.  Türkiye’de üç tane borlu vardır. Uluborlu (Büyükborlu), Keçiborlu (KiçiBorlu veya Küçükborlu) Bu iki İlçe Isparta’ya bağlı. Bu yerleşim yerleri aslında bir aşiretin bölünmesinden kaynaklanıyor.  Osmanlı Devleti döneminde salnameler çıkardı. Salname, Osmanlı Devleti döneminde resmî ve özel kurumlar tarafından bir sene boyunca gerçekleşen olayları topluca göstermek üzere hazırlanan yapıtlardır ”dedi.