Marmara Gölü'ne tehdide bilirkişiden veto!

Manisa'nın kuş cenneti Marmara Gölü’nü besleyen Gördes Çayı'nın yanı başında Gölmarmara Belediyesi tarafından açılmak istenen taş ocağına bilirkişiden veto geldi. Çevre dernekleri tarafından açılan dava sonucundan hazırlanan bilirkişi raporunda “Proje alanının Sarıkız Kaynakları'nın 2. Derecede koruma alanında kalması ve Marmara Gölü'nü besleyen önemli bir yüzey ve yeraltı suyu alt havzasında kalması nedenleriyle yüzey ve yeraltı sularının olumsuz etkileme potansiyelinde olduğu” denildi.

Uluslararası sözleşmelere göre koruma altında olan Manisa'nın kuş cenneti Marmara Gölü'nün yüzey alanı, hatalı tarım ve su politikalarından dolayı tamamen kurudu.

Kum Çayı'nın nehir yatağında ise kontrolsüz ve denetimsiz kum ocağı işletme faaliyetleri sürüyor. Son olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Gölmarmara Belediyesi'ne ait şirket Gölmar Madencilik'in Marmara Gölü'nü besleyen Gördes Çayı'nın yanı başında açmak istediği kum ocağına onay verdi.

Projeye göre; Şirket, 2,44 hektarlık ÇED alanında yıllık 75 bin ton kapasiteli kum çakıl ocağı açacak. ÇED sahası, İzmir- Manisa Planlama Bölgesi 1/ 100000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Tarım arazisi olarak planlanan alanda yer alıyor.

İZMİR'İN İÇME SUYU HAVZASINDA

Projenin en dikkat çeken noktası ise İzmir kentine 'içme ve kullanma suyu temin edilmekte olan Gördes Gölmarmara Alt Havzası Yeraltısuyu İşletme Sahası'nda ve Sarıkız Kaynaklarının 2. Derece Koruma Alanı içerisinde yer alması oldu.

YARGIYA TAŞINDI

Karar Akhisar Çevre Derneği, Anadolu Işığı Derneği, Salihli Çevre Derneği ve Doğa Derneği tarafından yargıya taşındı.

Açılan dava kapsamından hazırlanan bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. 4,83 hektarlık alanda planlanan yıllık 200 bin ton kapasiteli kum-çakıl ocağı projesine ilişkin bilirkişi raporu, projenin çevresel etkileri açısından ciddi riskler taşıdığını ortaya koydu.

Bilirkişi heyeti, maden mühendisliği açısından proje planlamasında tutarsızlıklar bulunduğunu ve rezerv hesaplamalarının gerçek durumu yansıtmadığını belirterek projenin uygun olmadığını vurguladı.

Jeoloji ve hidrojeoloji uzmanları ise, proje alanının Sarıkız Kaynakları’nın 2. derecede koruma alanında yer aldığı ve Marmara Gölü’nü besleyen yüzey ile yeraltı suyu havzasında bulunduğunu, bu nedenle su kaynaklarının olumsuz etkilenme riskinin yüksek olduğunu kaydetti.

Çevre mühendisleri, proje alanına 50 metre mesafede zeytinliklerin bulunduğunu, toz emisyonlarının eksik hesaplandığını ve DSİ izinlerinin proje ile uyumsuz olduğunu belirtti. Kamu yararının kısa vadede maden çıkarımından çok tarım alanlarının ve su kaynaklarının korunmasında olduğuna dikkat çekildi.

Ziraat mühendisliği görüşüne göre, proje zeytincilik yasasına aykırı olup, zeytinliklerin korunması gerektiği vurgulandı. Biyoloji uzmanları da fauna ve flora tür sayısının eksik değerlendirilmiş olduğunu ve önerilen önlemlerin ekosistemi korumaya yeterli olmadığını belirtti.

Bilirkişi raporu genel değerlendirmesinde, “ÇED Gerekli Değildir” kararının maden, su kaynakları, tarım ve ekosistem açısından uygun olmadığı sonucuna varıldı.

Rapordan kesitler:

- Proje Tanıtım Dosyası içeriğindeki ocak planlamasına yönelik bilgilerin tutarsızlığı nedeniyle gerek rezerv hesaplamaları gerekse ocak planlaması gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılmış ve dava konusu projenin uygulanması maden mühendisliği disiplini açısından uygun bulunmamıştır.

- Dava konusu etkinlikle ilgili hazırlanan PTD raporunda jeolojik ve hidrojeolojik değerlendirmelerin önemli eksikler içerdiği, hidrojeolojik baskı ve etkilerin, alınacak önlemlerin yeterince açıklanmadığı,

- Proje alanının Sarıkız Kaynakları'nın 2. Derecede koruma alanında kalması ve Marmara Gölü'nü besleyen önemli bir yüzey ve yeraltı suyu alt havzasında kalması nedenleriyle yüzey ve yeraltı sularının olumsuz etkileme potansiyelinde olduğu, bu kapsamda yüzey ve yeraltı sularının zarar görme potansiyelinde olduğundan söz konusu etkinliğin kamu yararına ve mevzuatlara uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

- Proje alanına 50 metre mesafede zeytinliklerin bulunması nedeniyle Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek 5, 1-1) koşulunu sağlamadığı,

- Toz çıkaran tesislerden olduğu, SKHKKY'de belirtilen eşik değerin aşılması nedeniyle toz dağılım modellemesi yapılması yükümlülüğü bulunduğu, Model girdisi olarak hesaplanan kütlesel emisyon debilerinin eksik hesaplanmış olması nedeniyle Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Açısından uygunsuzluk söz konusu olduğu,

- Su Temini ile ilgili DSİ tarafından izin yazısının dava konusu projeye ait 3480694 erişim numaralı ruhsat alanına ait olmadığı, başka deyişle DSİ görüşünün PTD'da karşılanmamış olduğu,

- 1,79 yıllık (yaklaşık 2 yıl) süreç içinde maden alanında yürütülecek madencilik faaliyeti kaynaklı olarak kısa vadede ekonomik değer olarak yarar üstünlüğü maden tarafında görünmekle birlikte, su kaynakları üzerine ve tarım alanları üzerine etkiler göz önünde bulundurulduğunda, kamu yararlarındaki üstünlüğün tarım alanlarının ve su kaynaklarının korunması yönünde değerlendirilmesi gerektiği,

- Dava konusu talep alanının, 3573 sayılı zeytincilik yasasında, zeytinliklere 3 km mesafede toz-duman çıkartan tesislere izin verilmemesi, bu bağlamda faaliyet gösterilecek alanın çevresinde 3573 sayılı zeytincilik yasası ile çelişmesi. Bu kanunu ilgilendiren mutlak korunması gereken dikili tarım alanlarının ve zeytinliklerin kullanımının olması nedeniyle,

- PTD'sında verilen fauna ve flora tür sayısının yetersiz olması ve alınan önlemlerin bu hayvanları kapsamaması

- Önerilen önlemlerin ekosistemi korumaya yeterli olmadığı ve bu alanda yapılacak faaliyetin, habitat parçalanmasına, hayvanların barınma, beslenme ve üreme gibi ihtiyaçlarını temin edebileceği uygun yaşam şartlarının azalmasına neden olacağı,

- Gördes çayının ve çevresinin bütüncül ekosistem yapısının koruması buradaki faunistik ve floristik biyoçeşitliliğin devamını sağlayacağından, Gördes çayının ve çevresinin bütüncül ekosistem yapısının korunması buradaki faunistik ve floristik biyoçeşitliliğin devamını sağlayacağından "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının fauna ve flora açısından uygun olmadığı ve alanın ayrıntılı floristik, faunistik ve ekolojik yapısının değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kaynak: Metehan UD/ EGEDESONSÖZ